24 Şubat 2009 Salı

Medya ve AKP

Guncel Dogan -vs- AKP kapismasinin temelinde ne yatiyor?

Onbilgi: 1 milyar dolar Dogan'a koymaz, ama 15 gun icinde odeyeceksin dedin mi hicbi babayigit o parayi cikaramaz.

A) AKP yerel secimler oncesinde destek istedi, Dogan da gecen secimlerde yapistirilan "yalaka medya" unvanini iyice uzerine yapistirmamak icin reddetti, o yuzden cezasi kesiliyor.

B) AKP gecen secim sirasinda (ustu kapali ya da acik) vaadettigi kadar iyi bi is ortagi olamadi, o yuzden de Dogan bu sefer destegini cekti. O yuzden cezasi kesiliyor.

C) AKP'nin yildizi artik eskisi kadar parlamiyor, Dogan da artik onun eskisi kadar iyi bir ortak olmadigini dusunup uzerine yatirim yapmak, gobek bagini guclendirmek istemiyor. Bunun uzerine yerel secimlerde destek vermedi, o yuzden cezasi kesiliyor.

D) Hepsi.

27 Mart 2008 Perşembe

İrticanın Dibi Yoktur...

Amerika Irak'ı işgal ederken ne düşünüyordu:
Diktatör Saddam 'i devireceğiz, yerine demokrasiyi
kuracağız; halk bizi çiçeklerle bekliyor...
Ne oldu?.. Irak nerdeee?.. Demokrasi nerdeee?..

***
Amerika bir yandan Irak'ı işgal ederken öte yandan
Türkiye için ne düşünüyordu? .
'Ilımlı İslam Devleti Modeli...'

Kafaya bak sen!..
Irak için demokrasi...
Atatürk 'un kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti için
İslam Devleti Modeli...

***
Amerika'nın Irak'a donuk projesi fos çıktı...
Peki, Türkiye'ye donuk projesinden ne haber?..
Gelen giden haberlere, yorumlara, aklıevvellerin el
altından ve üstünden tezgâhlanan söylentilerine bakılırsa,
Amerika'nın aklı başına gelmeye başlamış...
Diyorlarmış ki:
- Ilımlı İslam Devleti Modeli macerası hem
Türkiye'ye uymadı, hem Amerika'ya zarar verdi...

***
İslam kutsal bir dindir...
Ama, ister ılımlısı olsun, ister radikali, 'İslam
Devleti Modeli' nin gerçek adı nedir?..
Tek sözcük:
İrtica!..
Peki, irtica nedir?..

***
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad Tahran
sokaklarında kadın avına
çıkmıştı...

O kadının başörtüsünden taşan saçı, bu kadının
türbanından taşan perçemi tesettüre uygun muydu, değil miydi?..
İrtica budur!..

Ama, irtica elbette bu noktada da durmaz...
Ahmedinejad ayni günlerde eski ve yaşlı kadın
öğretmeninin elini öperken fotoğrafçının objektifine yakalanmasın mı!..
İran?daki Hizbullahçılarda tepki kıyamete dönüştü...

***
Mürteci ne diyordu:
- Müslüman İran halkı, şeriata aykırı bu tür
davranışları affedemez!..
İrticainin dibi yoktur!..
İslam Devleti'nin ılımlısı, yumuşağı, serti olmaz!..
Allah adına ahkâm kesmek bir devletin düzeninde ağır
basmaya başladı mı, insan silinir gider...
İnsanin yerini kim alır?..
Mürteci!..

***
İşin en kotu yanı, yüce Allah, Hazreti Peygamber,
Kuranıkerim adına konuşan mürteci sürüsünün devlet düzeninde iktidarı
ele geçirdikten sonra, gün geçtikçe azmasıdır...

Bu takımdan biri, yolda yürüyen Bektaşi'nin ensesine
okkalı bir tokat vurmuş...
Baba hızla donup bakınca açıklamış:
- Ne bakıyorsun Erenler, bu tokat Allah'tandı. ..
Bektaşi:
- İmanım, demiş, elbette öyledir; ama Allah'ın bu
işi hangi pezevengin eliyle yaptırdığına bakıyorum...

Ilımlı İslam Devleti mi?..
Amerika bu isi hangi pezevenk marifetiyle Türkiye'de
tezgâhlamak istiyor?..

İlhan Selçuk

Laik, demokratik Cumhuriyet'ine sahip ulusalcı insanları 'ulusalcı' diyerek saldırıya geçen tüm 'ulusalcı' olmayan satılmışlara ithaf olunur...

23 Mart 2008 Pazar


Artık yazarak değil fotoğraf çekerek kendimi ifade ediyorum, pek yazı beklemeyin yani :)

Fotoğraflarım için yeni mabedim:
http://www.flickr.com/photos/yalcinaydin/sets/72157604197761124/


19 Şubat 2008 Salı

Microsoft öğrencilere kıyaklarda

Şu adresten görebileceğiniz gibi, microsoft öğrencilere visual studio, xna studio, windows server'ı bedava vermeye başlamış. Zaten bunlara ieü'nün msdn üyeliği sayesinde bedavaya sahiptim, bir çok üniversite de sahip.

Joel on software'daki biraz uzun ama yazılımcılara çok faydalı şu makale diyor ki, microosft visual studio'yu ve kardeş geliştirme ürünlerini bedavaya dağıtmaya hiç tereddüt etmezmiş, çünkü microsoft zaten ana parasını visual studio'dan yapmıyor. Bayrak ürünleri windows ve office, asıl para kaynakları. Bir işletim sistemini de çekici yapanın üzerinde çalışan uygulamaların çeşitliliği ve verimliliği olduğunu göz önünde bulundurursak, bence çok mantıklı bir iddia.

11 Şubat 2008 Pazartesi

Vatan Haini

Açların Gözbebekleri

Değil birkaç
değil beş on
otuz milyon

bizim!

Onlar
bizim!
Biz
onların!
Dalgalar
denizin!
Deniz
dalgaların!

Değil birkaç
değil beş on
30.000.000
30.000.000!
Açlar dizilmiş açlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
sıska cılız
eğri büğrü dallarıyla
eğri büğrü ağaçlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
açlar dizilmiş açlar!

Bunlar!
Yürüyen parçaları
o kurak
toprakların!

Kimi
kemik
dizlerine vurarak
yuvarlak
bir karın
taşıyor!

Kimi
deri... deri!
Yalnız
yaşıyor
gözleri!
Uzaktan
simsiyah sivriliği
nokta nokta uzayıp damara batan
kocaman balı bir nalın çivisi gibi
deli gözbebekleri,
gözbebekleri!
Hele bunlar
hele bunlarda öyle bir ağrı var ki,
bunlar
öyle bakarlar ki!...
Ağrımız büyük!
büyük!
büyük!
Fakat
artık imanımıza inemez tokat!
Demirleşti bağrımız,
çünkü ağrımız
30.000.000
deli gözbebekleri!
Gözbebekleri!
Ey
beni
ağzı açık
dinleyen adam!
Belki arkamdan bana
bu kalbini
haykırana
"kaçık"
diyen adam!
Sen de eğer
ötekiler
gibi kazsan,
bir mana
koyamazsan
sözlerime
bak bari gözlerime;
bunlar:
Deli gözbebekleri!
Gözbebekleri!

Nazım Hikmet


"1921 yazında bir akşamdı. moskova'da gürültülü bir meydandan geçiyorduk. meydanın ortasında iki kamyon durdu. birinin üzerine bir sinema perdesi çektiler. ötekinde makina işlemeye başladı ve perdede filmin ismi göründü.

açlar.

meydandaki insan kalabalığı gittikçe arttı, kenetlendi. tramvay ve arabalar geçemedi, kenarda kaldılar.

filmi seyretmeye başladık:

açlıktan yanan bir hava içinde, kuban, don, volga ovalarındaki şehirler birer birer boşalıyordu. toprakları kuraklıktan çatlamış ve çatlakları annelerinin eteğine yapışan mecalsiz çocukları habersizce yutacak kadar mezarlaşmış, uçsuz bucaksız stepler ortasında, eğri-büğrü kafileler, sonu gelmez ufuklara doğru yürüyor, koşuyordu.

gök yüzünün hain aydınlığı içinden baykuş kahkahaları geliyor, beyaz kefenine sarılmış açlık ve ölüm iskeletinin tırpanı hiç durmadan işliyordu. güneş, baykuş kahkahası ve ölüm tırpanı altında kaybolmuş gibi sürüklenen kafileler ilerledikçe azaldı ve azaldıkça hazinleştiler. öyle ki, kuban, don, volga ovalarının, açlıktan şehirlerini bırakan insan dalgalarından arta kalanlar, göç etmek için koştukları nehir iskelelerine eriştikleri zaman artık kendilerini akan suya atacak kadar (kaybetmişlerdi).

o gecenin sabahında nazım hikmet 'açların göz bebekleri'ni yazdı." *

* ş. süreyya, nisan 1932.Fazıl Say'ın Nazı

m oratoryosundaki yorumu mutlaka dinleyin!




Yorum yapan ucubeleri okudukça ülkeyi kimlerle paylaştığımızı birkez daha görebiliyoruz.

7 Şubat 2008 Perşembe

Sübye


İzmir’in Kemeraltında (eskiden) satılan, çok sevilen bir şerbet yapılırmış; sübye. Yapımı çok kolay;

Gerekenler:

  • 1 bardak yıkanmış kurutulmuş kavun çekirdeği
  • 4 bardak su
  • 3/4 bardak şeker

Kavun çekirdeklerini su ve şekerle birlikte blendere koyup 10 - 15 dk, iyice püre olup da bembeyaz olana kadar çekin. Üzerine tülbent koyduğunuz süzgecinizden geçirip sürahiye aktarın. İyice süzüldüğünde şekerini kontrol edin, azsa ekleyip eriyene kadar karıştırın. Buzdolabında iyice soğutup servis edin.

1 Şubat 2008 Cuma

"Yapmadığın birşeyden pişmanlık duymak, yaptığın birşeyden pişmanlık duymaktan daha çok acı verir."

21 Ocak 2008 Pazartesi

Root Beer (Kök Birası)

Jonathan gidince bu meretin nasıl yapıldığını öğrenmem gerekecek :)


How to Make Root Beer


from wikiHow - The How to Manual That You Can Edit

Making root beer at home is easy, once you gather all the necessary supplies. It's a great family project and a way to teach the younger ones that not everything tasty comes from an aluminium can. And it's delicious, too!

Steps

  1. Using a clean bottle and a dry funnel, add the ingredients in sequence as stated in the steps that follow. First add a level cup of table sugar, (or cane sugar). Adjust the amount to achieve the desired sweetness.
  2. Measure out 1/4 teaspoon powdered baker's yeast, and place in the funnel. The yeast should be fresh and active, and any brand that is available will work.
  3. Shake well to make sure that the yeast grains are distributed evenly into the sugar.
  4. Swirl the sugar/yeast mixture in the bottom in order to make it concave and enable it to catch the extract in the middle.
  5. Replace the funnel, and add 1 Tbsp of root beer extract on top of the dry sugar. Notice how the extract sticks to the sugar. This will help dissolve the extract as seen in the next few steps .
  6. Fill the bottle halfway with fresh cool tap water that has only a little chlorine. Pour through the funnel and use this opportunity to rinse extract stuck to the funnel and tablespoon. Swirl to dissolve the ingredients.
  7. Fill the bottle to the neck, this time with fresh water, leaving only about an inch (2.54cm) of head space. Securely screw the cap so as to seal the bottle. Invert repeatedly to thoroughly dissolve the contents.
  8. Place the sealed bottle at room temperature for about three or four days until the bottle feels hard to a forceful squeeze. Then move it to a cool place (below 65 F (18 C)). Refrigerate overnight to thoroughly chill before serving. Crack the lid of the bottle just a little to release the pressure slowly.

Tips

  • There will be a sediment of yeast at the bottom of the bottle, so that the last bit of root beer will be turbid. Decant carefully if you wish to avoid this sediment.
  • Fermentation has been used by mankind for thousands of years for raising bread, fermenting wine and brewing beer. The products of the fermentation of sugar by baker's yeast Saccharomyces cerevisiae (a fungus) are ethyl alcohol and carbon dioxide. Carbon dioxide causes bread to rise and gives effervescent drinks their bubbles. This action of yeast on sugar is used to 'carbonate' beverages, as in the addition of bubbles to champagne.
  • Artificial sweetener cannot be used to replace the sugar. Sugar is required for yeast to generate carbon dioxide which carbonates the beverage. No sugar, no carbonation. You might experiment with less sugar, and add a substitute to make up for the lower sweetness, but it is not known just how little you can add and still get adequate carbonization.
  • Use bottled water instead of tap.

Warnings

  • Do not leave the finished root beer in a warm place once the bottle feels hard. After a couple weeks or so at room temperature, especially in the summer when the temperature is high, enough pressure may build up to explode the bottle! There is no danger of this if the finished root beer is refrigerated. Move to a refrigerator overnight before opening.
  • There might be alcohol in this home made soft drink. The alcoholic content which results from the fermentation of this root beer has been found, through testing, to be between 0.35 and 0.5 %. Comparing this to the 6% in many beers, it would require a person to drink about a gallon and a half (5.7 L) of this root beer to be equivalent to one 12 ounce (355 mL) beer. It can be said that this amount of alcohol is negligible, but for persons with metabolic problems who cannot metabolize alcohol properly, or religious prohibition against any alcohol, consumption should be limited or avoided. However, there are many high school biology labs who have made this beverage without any problems.

Things You'll Need

  • clean 2 liter plastic soft drink bottle with cap
  • funnel
  • 1 cup measuring cup
  • 1/4 tsp measuring spoon
  • 1 Tbl measuring spoon
  • cane (table) sugar [sucrose] (1 cup)
  • Zatarain's Root Beer Extract (1 tablespoon)
  • powdered baker's yeast (1/4 teaspoon) (Yeast for brewing would certainly work at least as well as baking yeast.)
  • cold fresh water


Article provided by wikiHow, a collaborative writing project to build the world's largest, highest quality how-to manual. Please edit this article and find author credits at the original wikiHow article on How to Make Root Beer. All content on wikiHow can be shared under a Creative Commons license.

16 Ocak 2008 Çarşamba

Hayallerinizi yapamazsın diye küçümseyenlere bunları hayata geçirerek cevap verip onlar olmadığınızı göstermeye başladığınızda hayatınızdaki taşlar yerine oturmaya başlar!
Yalçın AYDIN

8 Ocak 2008 Salı

Daft Hands - v2

Bence bu da çok verimli olmuş :)

6 Ocak 2008 Pazar

Yalçın usulu fırında sebzeli tavuk.

Asistanım Ayşegül'e tarife olan katkıları için teşekkür ederim :) Bu tarifin özeliği hem lezzetli olması hem de sağlık için yararlı olan malzemeleri barındırması. Bol bol yapıp tüketeceğim kesin. Hamur içermeyen etli börek olarak da düşünebilirsiniz. Tamamen deneysel olarak geliştirilmiş bu tarifi malzemeleri kişiselleştirerek de hazırlayabilirsiniz ;)

Hazırlanma süresi: 20dk

Malzemeler (6 kişilik) :
  • Bir paket tavuk göğsü (450g kadar)
  • 3 küçük patates
  • 2 orta havuç
  • 200g kadar brokoli
  • 2 küçük soğan
  • sos için 1 kaşıksalça
  • rendelenmiş kaşar peyniri
  • baharat ki benim tercihim: kırmızı biber, kimyon, kekik, kara biber, tuz

Hazırlanışı:
  1. Kuşbaşı doğranmış tavukları ve brokoliyi robotta hamur kıvamına gelene kadar çekiyoruz. Brokoliyi kattım çünkü Ayşegül pek sevmiyor kendisini :)
  2. Patates, havuç ve soğanı rendeliyoruz ve derince bir kaba yerleştiriyoruz.
  3. Kaba baharatları ekliyoruz. Tavuklu yemeklerimin hepsinde kimyon ve kekik kullandığımdan tariflerimde olmazsa olmazlardanlar. Acı seviyorsanız kırmızı biber ekleyebilirsiniz. Tuz silme tatlı kaşığı kadar yeterli gelecektir ama tuzlu yeme zevkinize göre miktarı ayarlayabilirsiniz. Robotta hamur kıvamına getirdiğimiz tavuk-brokoli ikilisini de kaba ekliyoruz ve çiğ köfte yapar gibi herşey birbirine güzel bir şekilde karışana kadar yoğuruyoruz.
  4. 250 derecede alt ve üst açık olarak ısıtılmış mini fırınımızdan tepsiyi çıkarıyoruz ve zeminini zeytin yağla yağlıyoruz. Karışımı tepsinin merkezine koyup pizza hamuru gibi bastırarak tepsinin kenarlarına doğru yayıyoruz. Buradaki amacımın eşit kalınlığı sağlamak.
  5. Sulandırılmış salçamızı en üste döküyoruz. Salçaya isterseniz bir yumurta sarısı ekleyip çıtır çıtır olmasını da sağlayabilirsiniz.
  6. Tepsiyi fırına verip 20 dakika pişiriyoruz.
  7. Tepsi hala fırındayken rendelenmiş kaşarı üzerine serpip fırında 3 dakika kadar daha bekletiyoruz. Ve yemeğimiz tüketilmeye hazır!
servis önerisi:
Tabağa tepsinin altı biri kesilmiş (spatula kullanarak bozamadan alabilirsiniz) yemeğimizi yerleştirin ve yanına şekil verilmiş pilav ekleyin. Pilavı ıslatılmış ufak bir kaba koyup ters çevirerek tabağa koyarsanız şekilli pilavınızı edinebilirsiniz.

Afiyet olsun ;)

Lucky Number Slevin (2006): MÜKEMMEL!

Senaryo mükemmel, oyunculuk mükemmel, görüntü yönetmenliği başarılı, süpriz faktörü çok etkili, heyecan var, kafanızda bir sonraki olay ne olacak sorusu daimi yani sonuç olarak keyif almanız garanti olan mükemmel bir film var karşınızda. Hemen gidin ve filmi izleyin!
Uzun uzun yazmıyorum artık çünkü filmle ilgili hiçbir şeyi açığa çıkarmamak lazım :)

1 Ocak 2008 Salı

5 konu 5 öneri (2008, Hafta-1)

Yemek:
Kondisyonunuza dikkat ediyorsanız tavuğun ne kadar önemli bir besin maddesi olduğunu biliyorsunuz. Tavuk göğsü bol protein, az yağ içerdiği için akşam yemeklerimin vazgeçilmez unsurudur. Ama her akşam eve zaten 8'de varınca tavuk haşlamak ve yemek 9'u bulabilmekte. Buna karşı yeni bir reçete ile karşınızdayım:)
Zamanı az olan insanın tavuk tarifi: Tavuk göğüslerini alın (ilk denememde 1 paket, yaklaşık yarım kilo) ve ister küçük parçalara bölün, isterseniz de bütün olarak kullanın ki bütün olunca rosto gibi olmakta, tavsiyem bu şekilde yapmanız;) Bir kaba zeytinyağı, kimyon, kırmız biber, karabiber, tuz ve kekiği koyun ve karıştırın. Baharat seven biriyim, siz damak zevkinize göre baharat miktarını falan ayarlayın. Tavukları bu karışıma batırarak her tarafına uygulayın ve daha önceden 260 derecede ısıttığınız fırına tepsiye dizerek koyun ve tavukları çevirerek her tarafın eşit ısı almasına özen gösterin. Burası için tarif her iki taraf için de 5er dakika diyordu ama benim etler kalın olduğu için ben baya uzun pişirme süresi uyguladım, deneyimle doğru zamana ulaşırsınız;) Daha iyi kızarmaları için karışıma yumurta sarısı da ekleyebilirsiniz ya da pişmenin sonlarına doğru domates sosu veya barbekü sosu da ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun ;)

not: öğünlere bölüp alüminyum folyolara sararak buzdolabında saklayabilirsiniz, eve geldiğinizde buzdolabından çıkarın ısıtıp afiyetle yiyin :)

Sinema:
Cassandra's Dream. Woody Allen'ın son dönem tarzında çektiği son filmi. Senaryosu sıradan diyenler var ama ben beğendim. Oyuncu kadrosu çok sağlam ve inandırıcı bir performans ortaya koymuşllar. Match Point'i beğendiyseniz bunu da beğenirsiniz. İzlemediyseniz onu da izleyin bu arada. Çok mükemel olmasa da hoş olan I am Legend izleyebilirsiniz ama yok ben korkarım derseniz sıradan olan ama gene de beğendiğim Nanny Diaries'i deneyebilirsin

Evde sinema keyfi:
Bu konudaki tavsiyem ağır olacak ama baya hoşuma giden 1957 İsveç yapımı Det Sjunde inseglet, tanrı var mıdır, ölüm nasıldır, dinin insan doğasına uyumu gibi sizi düşündürecek konulara parmak basan bir nevi felsefi izletisi. Hareket peşinde değilseniz, ağır ve düşündürücü filmleri severim diyorsanız mutlaka izleyin! IMDB'de #75 sırada bulunmakta. Çerez niyetine ise Wild Hogs 2 ve Next'i izleyebilirsiniz ama çok şey beklemeyin.

Spor:
Barfikste bacakları kırmadan düz biçimde kalçanızı hareket ekseni olarak kullanarak ayaklarınızı demir hizasına kadar kaldırma hareketini 10X3 yapmak ve zamanla sayıyı arttırmak karın kaslarınız için çok yararlı bir hareket. Büyük sporcuların bu hareketi kulandığını belirteyim ki bunu yapınca mekik çekmek zorunda kalmayacaksınız. Kilo vermek için hala koşmayı öneriyorum, içinde koşma içeren herhangi bir spor da olabilir.

Elektronik:
Eğer dizüstü bilgisayar kullanıcısı iseniz RAM'inizi 2GB'a çıkarttıktan sonra 7200rpm lik bir sabit disk sürücü kullanmanız performasını ciddi biçimde arttıracaktır. RAM ucuz, sabit disk ise masraflı bir yükseltme seçeneği.

26 Aralık 2007 Çarşamba

16 Aralık 2007 Pazar

İnce bir söz...

Profesör Erol Manisalı, AB'nin Türkiye'yi üyeliğe almayacağını Günter Verheugen'in yıllar önce dile getirdiğini ama anlaşılmadığını kaydetti. Şöyle demiş Verheugen:
"Biz Türkiye'nin AB'ye alınmayacağını akıllı insanların anlayacağı bir biçimde söylüyoruz."
Bizimkiler anlamadı mı? Yok canım... Ama öyle görünmek bazılarının işine geldi. AKP, AB'ye üyelik başvurusu yaparak modern ve demokrat göründü... Karşı devrimi gizledi. AKP şakşakçıları da "AB'ye başvuran parti şeriatçı olabilir mi?" diye halkı uyuttular. Üç yıllık tiyatro bitti...

Melih Aşık, Milliyet, 16.12.2007

8 Aralık 2007 Cumartesi

Kıbrıs Şehitleri, sağdan ilk Altın Kapı

Jonathan eşiyle ev telefonundan konuşmak için kaldığından ki onun gitmek istediği mekandı, mekana benim rehberliğimde 4 Amerikalı ile gittim, sonradan + 2 kişi daha katıldı. Siparişleri verirken yemek konusunda pek fazla İnglizce bilmediğimden ciddi anlamda zorlandım :) Ezo gelin çorbası nasıl denir mesala, mercimek ve domatesi biliyorlar ama ezo gelin tamamen farklı bir hikaye. Neyse domates çorbası isteyenlere sipariş aldıktan sonra sadece ezo gelin kalmış demek hoş olmadı, iki kişi denedi. Birisinin yorumu "çok fena değil" oldu, yani çok da beğenmedi :) Bir afrikan-amerikan (böyle denmesini tercih ediyorlarmış) lahmacun istediğini düşündü ama küçücük bir fındık lahmacun ile karşılaştı, benim piliç şişten o da sipariş verdi sonradan. Mekanın fiyatları onlar için bile fazla geldi ama adamlar bildiğimiz yerden şaşmayalım diye boşuna demediklerini (Kırçiçeği istedi çoğunluk ama oranın yağlı tavuk şişini pek sevdiğim söylenmez) mekan gösterdi ki onlar için kayıp çünkü bir daha oraya gitmek istemeyeceklerine eminim. Sorunlar:
1- Önce domates çorbasının siparişini alıyorsun, 5 dakika sonra kalmamış diyorsun ki çorba gibi çok basit bir şeyde bu çok göze battı.
2- ikram olarak gelmesi gereken peynir, tereyağ ve pide için hesaba "5 KUVAR 6.50 YTL" yazmışlar. Garsonu çağırıp ne olduğunu sordum pide cevabını alınca, biz bunu sipariş etmedik, ikramınız olması gerekmiyor muydu diye sorunca da tamam onu almayalım sizden dedi garson. En kıl olduğum hareket ve bir daha oraya uğramamam için yeterli neden.
3- Servis aldılar. 108.40 olarak gelen toplam hesap için 9.50 idi sanırım. Dolayısıyla kimseye bahşiş bıraktırmadım, ne de olsa peşin aldılar.
4-EKO'da yaptıkları gibi hesapları ayrı arı ödeyeceğimizi belirtmeme rağmen ve garson kafa sallamış olmasına rağmen, tek bir hesap getirdiler ve 5 dk kadar hesapları bölüştürmek için jonathan ile uğraştık, zorda olsa parayı 50 kuruş fazla olarak denkleştirdik.

Fiyatlar nasıldı:
- Karışık ızgara 16.50
- Piliç şiş 9.00
- Izgara tavuk+ çorba + 33lük su = 11.50
- Pastırmalı pide sanırım 9.00
- Ayran 2.50
- şişe kola 3.00
- 33 lük efes 4.00 (çorba+bira enteresan tercih:))


Sonuç: denedim ve bir daha gitmem :) Tercihim hala ikramdan para almayan, bahşişi sana bırakan İletişim'den az ötede soldaki Manisa Kebapçısı.

Bulgular:
- her şeyle beraber bira içebiliyorlar
- yoğurt çok sevmiyorlar, ayranı ise hiç sevmiyorlar, yorumları "çok fena"
- 9 bira içip hala ayakta kalabliyorlar, gerçi birisi sarhoş, bir diğeri ise çakır keyif ("stoned" diyorlar bu durum için) idi.
- Yabancılar türk mutfağı = döner+baklava sanıyorlar ki bu durum üzücü. Ev yemeği yenilebilecek bir yer bulmam lazım acilen, bilen önce çıksın.
- Çoğunluk Gül sokağın çevresinde oturuyor. Dwayne'in evi Barçın'ın üstünde, fotoğraf çekmek için gayet uygun körfez manzaralı çatı katı, Ordu evinin arkasında.
- Benim ikinci ev olacak Jonathan'ın evi pzt tutulacak(Dwayne'den kıbrıs şehitlerine doğru 4 apartman ileride), ve benim maaşımla aynı miktarda kira verecek. Ben az alıyorum ve/veya evler çok pahalı bilemiyorum, ileride değişecek bu durum, umarım...