21 Eylül 2007 Cuma

Paths Of Glory / Zafer Yolları (1957)

Yönetmen: Stanley Kubrick

user posted image

1. Dünya Savaşı sırasında Almanya ile Fransa arasındaki cephede yoğun çatışmalara rağmen 2 yıldır pek fazla ilerleme sağlanamamış, iki tarafta eşitliği bozamamıştır. Bu cephede Fransa tarafının en önünde yer alan 701nci Piyade Alayı geçmişte gösterdiği başarılar nedeniyle oldukça tanınan bir alay olduğu için imkansız gibi görünen, Alman kuvvetlerinin elinde bulunan Ant Tepesini 48 saat içinde alma ve o günün akşamı destek gelene kadar elinde tutma görevini alan talihli alay olur. Film bu tepeyi alma mücadelesini değil, ordu içindeki subay ve asker sınıfları arasındaki uçurumu ve subayların terfi alabilmek için (yani yükselebilmek uğruna) nasıl acımasızca rütbesiz kabul edilen er ve erbaşları kurban etmelerini anlatıyor.

user posted image

86dk süren bu siyah/beyaz film girişinde o anki savaşın kısa bir özetini yaptıktan sonra 701nci alayın bağlı bulunduğu Gen. George Broulard’ın karargah olarak kullandığı lüks ve görkemli sarayda Gn. Paul Mireau tarafından ziyaret edilmesiyle açılıyor ve başlar başlamaz üst rütbeli subayların nasıl rahatlarına düşkün olduklarını ve söz konusu çıkarları olduğunda ne kadar çabuk fikirlerinin değişebileceğini gözler önüne seriyor. Ant Tepesini 48 saat içinde alma görevini ileten Gn.Paul’a, ilk başlarda bu görevin imkansız bir görev olduğunu söyleyen Gn. George, 8000 askerin hayatından sorumlu olduğunu ve askerlerinin onun için itibarından önemli olduğunu anlatırken, Gn.Paul biraz daha üsteleyip, argo tabirle gaz verince, Gen. Paul ‘Savaşçı ruhları kabardığında, bu adamların yapamayacağı hiçbir şey yoktur.’ diyerek aslında kendi itibarını daha da arttırmak için bu görevi kabul eder. Ancak bu görevi başaracak olan kendisi değil 701nci Piyade Alayı’nın askerleridir.

user posted image

701nci Piyade Alayı’na baktığımızda karşımıza çıkan sahne uzun süre savaşmaktan bitkin düşmüş, başarılarıyla ünlenmiş bir birlik ve başlarında da savaş öncesi sivil hayatında ceza avukatlığı mesleğini yerine getiren Alb.Dax (Kirk Douglas) vardrır. Alb. Dax askerleri tarafından sevilir ve saygı duyulur çünkü filmdeki subaylar içinde dürüst ve acımasız olmayan tek subay kendisidir. Alb.Dax’in karakter özelliklerinin bu şekilde olması, sivil hayattan gelmiş olması ve askerlik mesleğine meslek olarak değil, savaş gibi olağanüstü bir zamanda vatani bir görev olarak bakmasından kaynaklanmaktadır. Bunu meslek olarak yerine getiren subaylar, bir zaman sonra otoritenin ve sistemin işleyişine kendilerini kaptırarak karakterlerini de bu ortama göre şekillendirdiklerinden Alb.Dax olağandışı bir şekilde diğer subaylardan ayrılmaktadır. En önemli farkı ise içinde hala merhamet taşımasıdır.

user posted image

Film daha sonra Alb.Dax’ın görev emrini bizzat Gn. George’dan istemeye istemeye, askerlerinin başına başkasının geçmesini istemediği için kabul eder. Zaten bir asker olarak görevi, emirlere kayıtsız şartsız itaat etmektir. Amacı bu imkansız görevi en az asker kaybıyla yerine getirmektir. Hazırlıklar yapılır, zaten ölü doğmuş bir görev olan Ant Tepesi’nin alınması görevi başlar. İlk hücum eden bölüğü bizzat en önde komuta eden Alb.Dax, ilerlemenin ardından gelmesi gereken ikinci bölüğün gelmemesi üzerine tekrar sipere döner. Bölüğün binbaşısı ölmüştür ve siperden çıkan herkes çıkar çıkmaz Alman ateşiyle can vermektedir. Savaşı cephe karargahında dürbünüyle izleyen Gn. George bölüğün siperden çıkamamasına hiddetlenir ve topçu birliğine bu bölüğün bulunduğu yeri vurmalarını emreder. Topçu bölüğünün komutanı, elinde yazılı ve onun tarafından imzalı bir emir olmadan bunu yerine getiremeyeceğini söyler ama Gn. George emri 3 kere tekrar eder. Saldırı başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

user posted image

Gn.George bizzat yönettiği görevdeki bu başarısızlığın kendi başarısızlığı olduğunu gizlemek için subayların genelde yaptığını yaparak suçu en düşük rütbelilere atar. Alaydan 100 askerin ‘düşman karşısında korkaklık’ suçuyla yargılanmasını ister. Alb. Dax bu buna karşı çıkar ve yaşanan tartışma ile sayı 3’e iner. Bundan sonraki sahnelerde bölüklerinden kurayla, bilinçli ve kasıtlı olarak seçilen erin, Alb.Dax’ın her türlü çabalarının sonuçsuz kalmasıyla, tarafsız ve adil olmayan bir askeri mahkeme tarafından idama mahkum edilmesi ve askerlerin bunu sorgulamalarıyla geçiyor. Alb. Dax’ın bu tutumundan rahatsız olan Gn.George, açık bir ifadeyle, bu işin ardından onun ipini çekeceğini söyler. Saldırı öncesi bol bol övdüğü AlbDax’ın hoşuna gitmeyen davranışı karşısında tam tersi bir tavır alan Gn.George, yalakalık yapmazsan tutunamazsın kuralını da tekrar göstermiş olur. Dax son bir şans olarak Gn.George’un kendi askerlerinin üzerine topçu ateşi açması emrettiğini Gn. Broulard’a anlatır(bu esnada, savaşta olmalarına rağmen oldukça görkemli bir balo vermektedirler). Bu son çaba da işe yaramaz ve 3 masum er Generalin hatasını örtbas etmek uğrunu, diğer askerlere ders olaması amacıyla kurşuna dizilerek idam edilirler.

user posted image

Ertesi gün Gn.Broulard, Gn.George ile yemek yerken çağırdığı Alb.Dax. içeri girer ve masaya oturur. Bu esnada Gn.George zafere ulaşmak için izlediği yolu çok güzel bir şekilde gözlerimizin önüne serdiği şu cümleyi söyler: “Albay, adamlarınız çok güzel öldü” Gn.Broulard, kendi askerleri üzerine top ateşi emrini verdiği için Gn.George’a hakkında inceleme başlatacağını söyler ve bu esnada söylediği şeyler de yaptıklarıyla çokça çelişir: “Günah keçisi seçildim demek.Tüm bu olaydaki tamamen masum tek kişi benim!” Gn.Broularda odayı terkedince, Alb.Dax’a tüm bunları Gn.George’un yerine geçmek için başından beri plandığını söyleyerek, onun görevini yani generalliği teklif eder. Alb.Dax birden şaşkına döner çünkü Gn.Broulard Dax’ın tüm bunları neden yaptığını anlayamayacak kadar kör ve subaydır. Dax bunu reddettiği gibi, orada generale de hakaret eder ama son sahnelerde gördüğümüz üzere ne tutuklanmış, ne de rütbesi elinden alınmıştır, zaten emir vermekle yetinen generaller yanında bizzat cephenin en önünde savaşan bir komutanı görevden almak mantıklı olmaz.

Filmin son sahnesinde savaştan bıkmış ve harap olmuş Fransız askerlerinin anlamadıkları, melodiden dolayı kulağa duygusal bir şarkı gibi gelen Almanca şarkı karşısında duygulanıp, gerçek yüzlerini yani insan olduklarını bize gösterirler ve yeni bir görev emriyle film sona erer.

Baya uzun yazdım ama yeni terhis olmuş bir yedek subay olarak film çok anlamlı geldi ve bizzat cephede savaşmamış olsam da kendimi Alb.Dax’ın yerine rahatça koyabildim. Film hakkında sorulara ve konuşmalara açığım ve izlemeyen herkese bu filmi tavsiye ediyorum. Az önce de imdb de oyumu kullandım ve 10 verdim, ama birşey dikkatimi çekti: tam 542 kişi filme 1 vermiş. Bu 542 kişinin ne kadar tarafsız olduğu tartışılır.

Son olarak filmin özetini yapmak gerekirse:

Filmde idam edilen 3 ere filmin başında bizzat Gn.George tarafından moral ve gaz verilmiştir ama, o 3 asker onun için piyondan öte bir anlam ifade etmemektedir, o erler zafere giden yolda sadece birer piyondurlar.

Filmin IMDB sayfası
Filmin çekimlerini esnasında çekilmiş fotoğraflar

Not: Filmin ekran görüntüleri Paths Of Glory 1957 Dvdrip Divx5-G Abitbol versiyonuna aittir. (DivX 5.0, 851Kbps, 544 x 400, MP3/110kbps/2Ch.)
Not2: divxplanet.com forumlarındaki 12 Ocak 2006, 03:11:47 tarihli inceleme yazımdır.

Hiç yorum yok: